top of page

My Brilliant Life

Son zamanlarda oyunculuğunu beğendiğim bir aktör'ün filmlerini izliyordum.

Eğer bir oyuncu beni etkilerse onun bulunduğu yapımları izlemekten kaçınmam.

Bugün de filmlerinden birini izlediğim bir zamandı.

Oyuncunun kim olduğuna gelecek olursak, Kang Dong Won.

Bugün dedim ki, "İyi ki bu adamı tanımışım, iyi ki fark etmişim."

Şuraya film hakkında özet geçeceğim, okuduğunuzda biliyorum ki sizin de içinizi ısıtacak kendisi.

Gelelim asıl konumuz filme;

Söze şöyle başlayayım, bir ailede anne baba çocuğuna ne kadar fedakarlık yapabilir?

Yapamayacağı dönemler olabilir, hatta yapmak istemediği dönemler bile olabilir.

Sanıyorum ki, filmin en can alıcı noktası fedakarlıktı.

Film Dae Soo (Kang Dong Won), Mi Ra (Song Hye Kyo) ve Ah Reum (Jo Sung Mok) arasında geçiyor.

Dae Soo ve Mi Ra lise yıllarında tanışıyorlar. İlk görüşte birbirlerine aşık oluyor ve bir süre sonra birlikte oluyorlar. Mi Ra 17 yaşında hamile kalıyor.

Taekwonda da derecesi olan Dae Soo ve şarkıcı olmak isteyen Mi Ra bebek sahibi olacaklarını öğrendikten sonra okulu bırakmak zorunda kalıyor ve hayallerinden vazgeçiyorlar.

Haliyle, kendilerini zorlu bir dönem bekliyor. Düşündükleri tek şey doğacak bebekleri. Çok güzel bir erkek çocukları oluyor. Çiftimiz genç yaşta ebeveyn oluyor.

Bir süre sonra çocuklarının Progeria (çocuk yaşta yaşlanma) hastalığına yakalandığını öğreniyorlar.

Bu hastalığa sahip olan çocuklar 10-12 yaşına kadar yaşayabiliyor ama Ah Reum 16 yaşına kadar yaşıyor. 16 yaşında olmasına rağmen, 80 yaşında görünüyor.

Dae Soo taksicilik yaparak, Mi Ra ise bir fabrikada çalışarak oğullarının iyileşebilmesi için para biriktirmeye çalışıyor.

Ah Reum yazar olmak istiyor ve anne babası, yani ailesi hakkında yazı yazıyor.

Dae Soo ve Mi Ra, Ah Reum'u o kadar güzel seviyorlardı ki onun için her şeyi yaptılar.

Filmin en sinir olduğum tarafı, Ah Reum hakkında konuşulan alaylar. Yani gidip parçalayasım geldi alay edenleri.

Hatta bir sahnede Ah Reum'u liseli gençler sıkıştırıyor, onunla dalga geçiyordu. Bunu gören Dae Soo durur mu?

Oğlunun hastalığıyla dalga geçtiler diye nasıl da dövmüştü çocukları. O sahnede ben dahil Ah Reum da hayran kalmıştı babasına.

Hatta Dae Soo çocuklardan birine vurayım derken polise uçan tekme atınca karakolluk olmuşlardı :D orada epey bir gülmüştüm.

Güldüğüm sahneler de oldu, ağladığım için yazıları okuyamadan geçtiğim sahneler de...

Yani filmin başına oturmadan yanınıza selpak almayı unutmayın.

Yine en sevdiğim sahnelerden olan kısım Dae Soo, Ah Reum'un üzülmesine neden olan adamı bulup dövecekti. Adamın ayağı sakat olduğundan ona vuramayıp kendi elini parçalamıştı.

Yine hayran kaldığım kısım, Dae Soo cüzdanında Ah Reum'un yazdığı konusu 'baba' olan şiiri saklıyordu.

Ah Reum kendisiyle aynı yaşta olan, kendisi gibi hasta olan bir kıza aşık olmuştu ve hayaller kuruyordu.

Hayalinde kendisi, Cha Eunwoo'idi. Onun olduğu sahneler çok güzeldi.

Hatta filmin sonuna kadar iyileşeceğini düşünmüş ve görünüşü onun gibi olacak sanmıştım.

Filmin sonu tahmin edilebilir derecedeydi, yine de umut ettim.

Dae Soo çok aptal olmasına rağmen harika bir babaydı, Mi Ra genç yaşta anne olmasına rağmen harika bir anneydi. Ah Reum'a değinirsem yazacak çok şeyim var.

O, çok şanslıydı. Ailesini çok seven ve ailesinin sevgisiyle büyüyen bir çocuktu.

Bayağı yazmışım, aslında kendimi tutmasam tüm filmi yazardım buraya.

Son sözüme gelirsek, film ders veriyordu daha çok. Ailelerin, özellikle gençlerin izlemesi gereken bir film. Erken yaşta evliliğin, erken yaşta çocuk sahibi olmanın nelere yol açtığını gösteriyordu.

Film zaten, bir romandan uyarlanmış.

Öncelikle yazara, daha sonrasında oyunculara hayran kaldım. Her şey çok güzeldi.

Mutlaka izlemenizi öneririm.

Bu arada, Bay Jang'ı unutmuşum. Ah Reum için harika bir dosttu.


Büşra'nın KDrama Bloğu

İletişime geçmek için;

Son Postlar
Listeler

Queen Of The Ring

bottom of page